Mezbahadan et tasiyan bir tirin sabahin erken saatlerinde yüklenip bir an önce yola çikmasi gerekiyormus. Ise sabahin kör vakti gelen isçiler, tiri yüklemeye baslamislar. Alelacele isi bitirmisler. Tirin soförü arkadaki soguk hava deposunun kapisi kapatilir kapatilmaz yola çikmis. Ancak son eti çengele takmaya ugrasan isçinin içeride kaldigini kimse farketmemis. Uyku sersemi olan isçi de basina gelen korkunç seyi, ancak tir hareket edince farkedebilmis. Tir hiç durmadan 8 saat yol alacagindan, arkadaslari kayboldugunu farketmezlerse donarak ölecegi kesinmis.
Bir süre duvarlari yumruklamis ama sesini duyuramayacagini biliyormus. Bir süre sonra üsümeye basladigindan hareketleri yavaslamis ve bir kenara çöküp ölümü beklemeye baslamis. Oturup kaçinilmaz sonunu beklemeye baslamis ve cebinden çikardigi kagit kaleme yazmaya baslamis. 1. saat: çok üsüyorum; 2. saat: her yerim uyusuyor; 3. saat: ayaklarimi hissetmiyorum; 4. saat: donarak ölmek istemiyorum, kalemi tutucak gücüm kalmadi, ellerim dondu...
Tir etleri teslim edecegi yere geldiginde söförü dondurucunun kapisini açinca içerisinin soguk olmadigini farketmis. Sabah yola çikarken aceleden dondurucuyu çalistirmadigini hatirlayan soför, lanetler okurken kösede büzülmüs yatan isçiyi görmüs. Adamin uyuyakaldigini sanan soför, isçiyi sarstigi halde uyandiramamis.
Polis olaya el koymus, soför tutuklanmis. Bir müddet sonra adli tabip raporunda isçinin ölüm nedeni vücut isisinin hizla düsüsü oldugu açiklaninca temize çikmis. Megerse talihsiz isçi psikolojikman ölmüsmüs.